Embriyonun da PSİKOLOJİSİ VAR

Embriyonun da PSİKOLOJİSİ VAR
 
     Çocuğunuz doğduğu ilk andan itibaren anlam veremediğiniz bir çekingenliğe mi sahip? Ya da küçük bir ses onu ürkütmeye yetiyor mu? Çok hırçın veya utangaç mı? Birbiri ardına sıraladığınız bu duygu halleri, aslında her ufaklık için farklılık gösteriyor. Mesela bazı çocuklar oldukça neşeli, insanlarla iletişimi güçlü, özgüveni yüksek, korkusuz, kendini ifade etmekten çekinmeyen, hayat dolu, sevmekten ve sevilmekten hoşlanan bir kişilik sergileyebiliyor. İnsan hayatının göz ardı edilemeyecek bir yanını temsil eden söz konusu özelliklerin oluşumunda ne etkili peki? Burçlar mı, genler mi? Genetik özelliklerin insanın fıtratının şekillenmesinde illaki göz ardı edilemeyecek bir tesiri vardır. Ama bir insanın bebeklikten itibaren gösterdiği kişilik özelliklerinin temeli, anne karnında atılıyor. Buna da “embriyo psikolojisi” adını veriyoruz.
     Anne babadan alınan genlerle çocuk, ebeveynin karakter yahut fiziksel özelliklerini yansıtabiliyor. Örneğin anne neşeli ve cana yakın biriyse, çocuk da annesi gibi neşeli ve cana yakın olabiliyor. Ya da babası gibi inatçı... Fakat bir çocuğun kimliğinin inşasında genetik karakterin yanı sıra 'psikolojik karakter' in de yansımaları vardır. Embriyonun anne karnında tutunduğu andan itibaren psikolojik faktörler de tıpkı genetik faktörler gibi çocuğun gelişiminde kendini gösteriyor. Bu durumda şu soru ortaya çıkıyor: Fasulye tanesini andıran embriyonun psikolojisini ne oluşturuyor? Cevabı anne olan her kadın verebilir aslında.
     Embriyo 9 ay boyunca anne karnında kalıyor ve anneden besleniyor. Anne sağlığına dikkat ederse o da sağlıklı oluyor. Dolayısıyla anne yorulduğunda o da yoruluyor. Hatta hareketleri hissedilir olduğu aylarda, annesinin yorulmasından rahatsızlığını tekmeleriyle belli edebiliyor. Dolayısıyla sorduğumuz soru kendi yanıtını yanında getiriyor. Dünyaya gelmeye hazırlanan bebeğin psikolojisini de, diğer her şey gibi annenin psikolojisi etkiliyor. Yani embriyo psikolojisi, embriyonun anne vasıtasıyla yaşadığı ruh halidir.
     Yani, gebe kadının yaşadığı her acıyı, sevinci, duygusal değişimi bebek de aynı anda yaşıyor. Ama bebek yaşadıklarını anne kanında bırakıp dünyaya gelmiyor. O küçük fasulye tanesi, doğduktan sonra 9 aylık süreçte hissettiği ruhsal hale göre bir karakter geliştiriyor. Örneğin, anne korku nöbetleriyle hamileliğini geçirmişse  çocuk da söz konusu korku nöbetlerinin izlerini ömür boyunca taşıyor. Anne, mutlu, huzurlu bir hamilelik süreci yaşadıysa buna mukabil mutlu sevebilen bir çocuk doğuyor. 
 
Embriyo istenmediğini de biliyor!
 
Embriyonun psikolojisini meydana getiren nedenlerden biri de istenmeyen gebelikler. Anneliğe hazır olmayan, istek dışı hamile kalan, ya da iki-üç çocuktan sonra bir daha doğum istemeyen kadınlar gebe kaldıklarında o gebeliği sonlandırmak istiyor. Ya da kabullenemiyor. Dolayısıyla o hamileliği mecburen geçiriyorlar. İşte böyle olduğunda embriyo durumdan etkileniyor ve kendini ezik hissediyor. Bu ruh hali, doğduktan sonra da devam ediyor. Üstüne üstlük hayatı boyunca karakterinin en belirgin özelliği haline dönüşebiliyor.