DAVRANIŞÇI YAKLAŞIM ve DEPRESYON

Davranışçı Yaklaşım ve Depresyon
       Davranışçı yaklaşıma göre depresyon, bireyin çevresindeki olumlu şartlanmaların azalıp, olumsuz şartlanmaların artmasıyla oluşur.
       Depresyonu davranışçı yönelimle inceleyen Skinner, çevrenin olumlu yönde pekiştirdiği davranışlar için pekiştirecin durdurulması dahilinde davranıştaki zayıflamayı depresyon olarak tanımlamıştır. Fester (1966)'da beklenmedik çevre değişiminin, ceza almanın ve pekiştirmedeki değişikliklerin depresyona neden olduğunu ileri sürmüştür. 
 
       Lewinsohn (1974) pekiştirme süreçlerinin depresyonun mekanizması olduğunu açıklamıştır. Lewinsohn'a göre; 
1) Olumlu pekiştirmenin tepkiye yönelik olması
2) Pekiştirmenin düşük oranlı olması
3) Depresyona yüksek oranda cezalandırıcı yaşantılar neden olmaktadır.
     
       Seligman ve arkadaşları öğrenilmiş çaresizlik modelini formüle etmişlerdir. Bu model öğrenme, klinik ve sosyal psikoloji alanlarındaki gelişme ve çalışmalardan etkilenmiştir. Öğrenilmiş çaresizlik modeline göre depresyon, bireylerin geçmişlerinde olumsuz uyarıcıları kontrol edemeyeceklerini öğrenmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Başka bir deyişle, kişi kendi davranışları ve sonuçları arasında bir bağlantı kuramaz ve bu da depresyona neden olmaktadır. Seligman' ın öğrenilmiş çaresizlik modelinde, davranışsal elementler üzerinde itaat süreci içinde odaklanılmıştır. Öğrenilmiş çaresizlik modeline göre uzun süre acı veren uyaranlar etkisinde kalan birey bunlardan kurtulmayı bilemeyip, çaresiz bir durum yaşar. Bu çaresizlik durumu ise depresyona neden olacaktır.